Gökle Toprağın Arasındaki Işık: Shusha Diamond’un Hikayesi
Bir masal gibi başlar bazı yolculuklar. Ne zamana aittir, ne de yere… Bir bakışta gönle işleyen ışık, bir sessizlikte yankılanan anlamdır onların çıkış noktası. İşte Shusha Diamond’un hikayesi de böyle başlar: ne yalnızca bir çiçekle, ne yalnızca bir şehirle… ama hafızaya kazınan bir zarafet, kalpten taşa işlenmiş bir hatıra ile.
Uzaklarda, bulutların gölgelediği bir dağ yamacında, yılda yalnızca birkaç kez açan, narin ve mucizevi bir çiçek belirir: Xarı Bülbül. Adını, görünüşüyle bir kuşa ,belki de bir bülbüle , benzemesinden alır. Ama güzelliği yalnızca biçiminde değildir. O çiçek; savaşın, özlemin ve yitirilen vatanların simgesidir. En zorlu topraklarda bile boyun eğmeyen, soğuğa direnen, her açışında geçmişi bugüne fısıldayan bir mucizedir.
Ve bir gün… bu çiçeğin anlamı, yüreğinde kadim toprakların sevgisini taşıyan bir çift gözde parladı. O gözler İstanbul’un kalabalık sokaklarına, Kapalıçarşı’nın taş döşemelerine, her adımda tarihin yankılandığı o eski hanlara bakıyordu artık. Ve zihninde tek bir fikir vardı: Bu çiçek gibi konuşmadan anlatmak… taşsız bir kelimeyle, kelimesiz bir mücevherle.
İşte Shusha Diamond bu fikirle doğdu.
Bizim için bir mücevher, yalnızca bir pırlantanın yansıttığı ışık değildir. O taşın içine gizlenmiş bir hissin, bir vedanın, bir kavuşmanın, bir "senin için buradayım"ın biçimidir. Tüm koleksiyonlarımızı işlediğimiz atölye, Kapalıçarşı’nın saklı bir köşesinde, tarihle bugünü aynı nefeste soluyan eski taşların arasında yer alır. Her çekiç darbesinde yalnızca altını şekillendirmeyiz; bir hatırayı canlandırır, bir hikâyeyi dokuruz.
Çünkü biz Shusha Diamond olarak, ışığın yalnızca fiziksel değil, ruhsal bir kavram olduğuna inanırız. Bir kadının kalbinde yanan ateşin, boynuna takılan bir zincire nasıl sızdığını; bir annenin tebessümünün nasıl bir küpenin kıvrımına saklandığını biliriz. Bizim işimiz yalnızca güzel şeyler üretmek değil; o güzelliğe bir anlam, bir ses, bir hafıza kazandırmaktır.
Ve her şeyin ötesinde… Shusha bir hayaldir. Gökyüzüyle toprağın, geçmişle geleceğin arasında duran, ait olduğu yeri unutmayan ama her zaman ileriye bakan bir hayal. Her taşımızda Azerbaycan’ın hüzünlü ezgisi, İstanbul’un kadim ruhu ve evrensel zarafet vardır.
Bu yüzden Shusha Diamond bir marka değil, bir hikâyedir. Ve her kadının kendi hikâyesine dokunması için buradadır.